Sonra baktım ki bir şeyler eksik. İyi üniversiteleri bitirmiş, iyi işyerlerinde çalışan gençler mutsuz. Hayattan istediklerini bulamamış olmanın verdiği bir huzursuzluk var…
Kişinin mutluluğu beklenti düzeyi ile ilgili. Aynı iş yerinde çalışan iki kişinin biri mutlu iken diğeri mutsuz olabiliyor. Aza kanaat etmeyi bilen birisi için kazandığı mutlu olması için yeterli iken, hayali çok yukarlarda olan bir diğeri için mutsuzluk sebebi olabiliyor.
İnsan denen meçhulün bir biyolojisi, bir psikolojisi ve bir de ruhu var. Düşünen ve duyguları olan bir organizma. Beden, ruh, zihin ve duygu dörtlüsü eğer iyi bir eş frekans yakalarsa ve rezonansa geçerse tut tutabilirsen o kişiyi. İşte o zaman başarı da gelir, huzur da gelir, mutluluk da…
Ne yapacağız peki?
Evet meselede bu zaten!
Bedenimizi, ruhumuzu, zihnimizi ve duygularımızı besleyeceğiz. Bu muhteşem dörtlünün, bir arada kalması için sağlığını koruyacağız. Bize verilen bu emanetlere sahip çıkacağız.
Öncelikle bedenimizi sağlığı önemli;
Düzenli beslenme
Kötü alışkanlıklarda kaçınma
Düzenli spor yapma
Düzenli ve az uyku
Yukarıda saydığım bu dört madde kan şekeri ve metabolizma hızı açısından olmazsa olmazlar. Bu ikisinde olan dalgalanmalar zihnimizi ve duygularımızı da değiştirerek hayat konforumuzu etkilemekte.
Ruh sağlığına gelince;
İnanmak ve güvenmek
Dua etmek
İç muhasebe yapmak
Büyük bir hedefe odaklanmak
Zihin sağlığı içinse;
Okumak ve yazmak
Düşünmek ve hayal kurmak
Duygu sağlığı içinse;
Sevmek ve sevilmek
Değer vermek ve verilmek
Beden, ruh, zihin ve duygu arasında bir döngü var. Birindeki eksiklik ve sıkıntı hemen diğerlerine yansıyor. Olumlu ve olumsuz karşılıklı bir iletişim var. Onun için insana bir bütün olarak baktığımızda bu bütünlüğü korumak ve beslemek gerekiyor.
Bu girişten sonra gençlere gelebiliriz artık. Ergenlik döneminde gencin bedeninde, ruhunda zihninde ve duygularında müthiş değişiklikler oluyor. Bu süreçte kurulan denge ilerde sağlıklı bireyler yetişmesine sebep oluyor.. Orta okul ve lisede gencimizin kazandığı alışkanlıklar tüm hayatını pozitif yönde etkiliyor. Özellikle lise dönemi bunun son adımı ve son fırsatı.
Bireysel veya bir takım sporu, düzenli beslenme ve uyku alışkanlığı, kendine, ailesine ve yaratana inanması, sevmesi, değer verilmesi, okuma düşünme ve hayal kurma…
Sevgi ortamında yetişen bir çocuk, değer verilerek büyütüldü ise fikirlerine ve tercihlerine değer verildiyse hayata bakış acısı tamamen farklı olacak ve pozitif bir birey olacaktır.
Hayata bakış açısı…
Yaşam felsefesi ve kültürü…